Düşünce Tarlası

26 Eylül 2008 Cuma

Hadi Bey Nereden Ekmek yer?


Hadi Uluengin'in Krizden Kim Sorumlu" başlıklı yazısını yollamış bir arkadaşım, bakalım kim sorumluymuş?

GELDİ geliyor tahminleri yapılırken, dünya çapındaki ekonomik kriz işte kapıya dayandı.

Hadi, iktisatçıların ve bilhassa da borsacıların her vartayı biraz abarttığını varsayalım.

Dolayısıyla da, bugünkü buhranı 1929 feláketiyle kıyaslayanlara mesafeyle bakalım.

* * *

ANCAK, böyle olsa dahi, ABD'de iflas eden en prestijli bankalar ve sigortalar; onların imdadına yetişmek için hem Washington'da, hem Moskova'da, hem Pekin'de, hem de Tokyo'da devreye giren merkez bankaları; dört bir yanda dibe vuran borsa tahtaları; aniden düşüşe geçen petrol ve hammadde fiyatları derken, tabii ki bütün bunlar hafife alınamaz.

Hep periyodik krizler yaşayan ve yaşaması kaçınılmaz olan kapitalizmin bu defaki buhranı, küreselleşmenin etkisinden dolayı, öncekilerden daha fazla can yakacağa benziyor.

Zaten de, Amerika'daki "HP"nin şu kadar bin teknisyen çıkartacağından tutun da, Hint'teki "Mittal"in dört milyar dolar tasarrufa gideceğine dair haberler birbirlerini izliyor ki, bunları o küreselleşmenin "domino sistemi"ne bağlı etki - tepki olarak görmek gerekiyor.

* * *

BİLİYORUM, yukarıda kapitalist sistemden ve onun mukadder krizlerinden söz ettim ya, bizde kendisini "sol" addeten zevat bunun üzerine mal bulmuş Mağribi gibi atlayacaktır.

"Bakın bakın, 'dönek' (!) bile gerçeği kabul ediyor" diye yaygara kopartacaktır.

Fakat hiç düğün bayram etmesinler, hevesleri yine kursaklarında kalacak.

* * *

EVET yine kalacak, çünkü en önce, miádı çoktan dolmuş Adam Smith'in "bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" sloganı ve bir ara epey taraftar toplamış Milton Friedman'ın "Chicago boys"ları hariç aklı başında hiç kimse, ekonominin irrasyonel doğası icábı, kapitalizmin daima krizlere gebe olduğu gerçeğini inkár etmez, etmemiştir ve edemez.


Diyor Hadi Uluengin de neden kapitalizmin “doğası gereği” krize gebe olduğunu izaha gerek duymuyor. Kapitalizmin “doğası” nedir? Kapitalizmin doğası hür teşebbüstür! Yani yanılabilmek hürriyetidir. Açgözlülüğünden dolayı batabilmek ihtimalidir aynı zamanda. Demek ki bu durum aslında olmaması gereken bir durumdur! Yani insanlar yanılmamalı, yanlış yapmanın, açgözlülük göstermenin sorumluluğunu üstlenmemelidir? “Bırakınız yapsınlar…” Adam Smith’in lafı değildir ama koskoca köşe yazarı öyle dediğine göre bizim de yutmamız icap ediyor. Üstelik bu lafın modası geçmek bir yana, devletlerin akıllarının ermeyeceği bir şekilde büyüyen ekonomilerin en temel fikridir. “Bırakınız yapsınlar..” a karşı çıkmak, “Bırakmayın, yapmasınlar!” demektir ki o vakit Hadi Bey’in rahat ofisindeki klimaları, ultra lüks dizüstü bilgisayarını ( öyle olduğunu tahmin ediyorum) kim üretecekti kendisine sormak lazım? Devlet komutasındaki proleter güçleri mi?

Büyük Frederich Hayek dahi, mümkün mertebe seyrek olsa dahi, kamunun iktisadi vektörlere rota çizmesi gerektiğini; aksi takdirde buhranların kaçınılmaz olduğunu kaydeder.

Ya biz Hayek okumadık veya Hazreti Uluengin? Planlamacılığın, müdahaleciliğin bir kere işe başladı mıydı toplumu nasıl köleleştirdiğini gayet bedii şekilde anlatan "Kölelik Yolu" Türkiye’de basılalı neredeyse yirmi yıl olacak yazarımızın bundan haberiyok…

Zaten, biraz farklılık arz etse bile, yukarıdaki tez bu satırlar yazarının da benimsediği ve John Keynes'in teorize ettiği "müdahil liberal ekonomi" anlayışıyla benzeşir ki, bizim "solcular" (!) anlamaz ama, söz konusu sisteme evrensel lugatte sosyal-demokrasi denir.

Oysa, bugünkü krizde ne o sosyal-demokrasinin, ne de rotalı kapitalizmin suçu var!

O suçu, deyimin tam anlamıyla "küresel vahşi kapitalizm" taşıyor.


Haaaaa! Sadede gelelim! “Müdahil liberal ekonomi” diye yumuşatılmış ve sonra da “sosyal demokrasi” diyerek açıklanmış “büyük buluş” bugüne kadar hangi başarılı işe imza atmıştır belli değil! Hadi Bey “ekonomi” denen şeyin devletin icadı olduğunu sanıyor olmalı ki onun emriyle işlerin düzelebileceğini de sanıyor. Tabii şimdi Hayek’ten bahseden adamdan bilgimizin aşılamayan sınırlılığı fikrini de bilmesini bekliyorsunuz ama ne fayda? Yani? Devletin dahi ekonominin bütün işleyişine vakıf olamayacağını, dolayısıyla müdahalenin ancak doğrudan, adaletsiz davranışın kısıtlanmasına yönelik olmasıyla sınırlı kalması gerektiği fikrini de bilmiyor! Ama bilmeden de yazabilmek lüksünün olduğu medyamızda bu kadar rahat ekmek yerken o ekmeği hangi ekonomik sistem içinde yiyebildiğini maalesef idrak edemiyor! Hadi Uluengin’in yarı okumuş yazılar ile ekmek yiyebilmesini sağlayan sistem, onun yazılarının dahi bir talep kitlesine ulaşabilmesini sağlayan kapitalizmdir! O kapitalizm ki artık Sayın Uluengin’in nerede yaşadıklarını pek bilmediği kara kalabalıklarımızı otobüs fiyatına uçurabiliyor!
* * *

ÖYLE, çünkü Ford işçisi cebinde metelik yokken, ABD bankasından aldığı krediyle jakuzili villa alıyor. O banka da o krediyi verebilmek için dolaylı yönden Çin'e borçlanıyor.

O Çin ise verdiği borcun dövizini, başta yine ABD, ucuz üretimli ihracatla kazanıyor.

Oysa Ford fabrikası, yine el emeği daha ucuz diye, işte fabrikayı Meksika'ya taşıdı.

İşsiz kalan Amerikalı ipoteğini ödeyemiyor; parayı kurtaramayan banka batıyor; ABD devleti Çin'e borcu ödüyor ama aynı Çin, fukaralaşan aynı ABD'ye eski ihracatı yapamıyor

Dolayısıyla da, dünya ekonomisi yavaşladığından petrol ve ham madde fiyatları da düşüyor ki, işte çığrından çıkmış ve ipini kopartmış bu durumun adı vahşi kapitalizmdir.


Ford işçisinin alım gücü ile Türk işçisinin alım gücünü mukayese etmek gibi bir fikri olmadığından Hadi Bey’i hoş görebiliriz. Bunlardan öte… O işçiye kredi veren banka yeterli teminatı araştırmazken acaba burada kime güveniyor? Eğer işi savsaklıyor ve kredilendirmede piyasada yapılması gereken araştırmayı yapmıyor da olmayan paraya yatırım yapmak gibi bir aç gözlülüğe düşüyorsa burada teşebbüs hürriyeti anlamında kapitalizmi mi suçlamak lâzım? Tefeciye borçlanan, at yarışı oynayan, kumarda evini kaybedenlerin akıbetleri için de mi kapitalizmi suçlamalıyız? Kredilendirmede yapılması gerekenler bellidir! Bu gereklere uymamak bankanın kendi kabahatidir! Hadi bey ve benzerleri “suçun şahsiliği” gibi bir ilkeden bihaber olduklarından, suçlarda ve kabahtlerde şahsi sorumluluğu görmezden gelip toptancı hükümlerle insanların hayatlarını kısıtlayıvermeyi hümanizm sanıyorlar. Hadi bey’in çok övdüğü sosyal demokrasi, demokrasi adı altında mülkiyet hakkının gaspıdır! İnsanın mülkiyetinin ne kadarının kendine ait olduğun söylemeye kalkmak barbarlığıdır ki bir ucu gider Stalinizm'e varır!

* * *

EVET vahşidir, zira laçka banka işçiye bol keseden kredi dağıtmaktadır; umursamaz Ford göz kırpmadan fabrika taşımaktadır;

Bir işadamının fabrikasını nerede kuracağını emrettiğinizde özgürlük nerede kaldı Sayın Uluengin? “Gözünü kırpmadan taşıyormuş!” Size mi sormalıydı en verimli üretimin nerede yapılacağını?

beleşçi Çin ucuz el emeği sömürerek mal satmak için Amerikan borcunu finanse etmektedir;

“Beleşçi Çin” dediğinin Çin Devlet bürokrasisi olduğunu sanırım bilmiyor Sayın Uluengin? Yani? İnsanların hayatlarına müdahale etmeyi iyi bir şey sanan Uluengin, sonunda insan hayatlarının devletçe nasıl yönetildiğinin en somut örneği olan Çin’i göremeyecek kadar miyop!

ve, her türlü şeffaflıktan yoksun uluslararası finans kurumları da üretime hiç katılmadan, sırf "açıkgözlülükle" (!) parsayı toplamaktadır.

Eğr kâr edebiliyorlarsa ve sözleşmelerine uyabiliyorlarsa “parsayı toplamalarından” Sayın Uluengin’e nedir?

Bu "vahşi küresel kapitalizm"de tüm aktörler suçludur ve tüm aktörler sorumludur.!

Ceremeyi çekecek olan biz seyircilerin suçu ise, o küresel kapitalizmin önüne dokunmadan, onu "insanileştirecek" yönetimleri yine küre sathında iş başına getirememizdir.


Yani? “Dünya işçileri birleşiniz!” İyi ki kapitalistler interneti icat etmişler, yoksa bir de Hadi Bey’in saçma sapan yazıları için Hüriyet’e para verecek, hem kendimi fakirleştirecek hem de kâğıt israfına yol açacaktım.

Resimde krizi çıkaranları işaret eden, proleter ahlâkın koruyucusu, kahraman Kuzey Kore askeri görülüyor.

0 Comments:

Yorum Gönder

<< Home


 
http://images.google.com.tr/images?q=tbn:5_wY6NgTRp5imM:lvb.net/media/lvb2005/20050112-hayek.jpg